19 Kasım 2012 Pazartesi

Şu sıralar online pokemon oynuyorum. Pokemon safirde 17 farklı türde pokemon var ve savaşlarda bir tür diğer türe göre etkili veya etkisiz olabiliyor. Hangi türün hangisine üstün olduğunu görmek için bir tablo hazırladım. Herkes kullanabilsin diye ingilizce yaptım hemen neden Türkçe yazmıyo demeyin. 

Kullanımı: Sol taraftan düşman pokemon türünü bulup sağa doğru açık mavi renkte bir sütuna gelene kadar gidiyoruz. Eğer bir tür ile kesişirsek o tür karşımızdaki düşman pokemona üstün oluyor. kırmızı renktekiler de etkisi zayıf olan türleri gösteriyor. Eğer kuru kafalı bir kırımızı türe denk gelirse bu o türe karşı hiç etkisinin olmadığı anlamına geliyor. 

Örneğin: Böcek türü karanlık, çim ve psişik türe üstün iken; dövüş, ateş, uçan, hayalet, zehir ve çelik türlerine karşı zayıf kalıyor.


Online pokemon onynayanlara tavsiyem öncelikle çelik türünde bir pokemon yakalamaları. Çünkü çelikler  elektrik, su ve ateş hariç diğer türlerin neredeyse hepsine karşı üstün.  






7 Şubat 2012 Salı

Anime karakterleri ile hikaye serisi bölüm 4 ve bölüm 5

bölüm 4 ve bölüm 5


Bölüm 4

Shikamaru (bu hızla yaklaşmaya devam ederlerse 10 sn içinde işimiz bitmiş olur)  hızla kafasını arkaya çevirdi ve kaçmak için uygun bir yol ararken arka taraftan kendilerine doğru koşan bir ninja gördü.
Shino -pusuya düştük. Naruto hala yerdeydi. Naruto Shikamarunun baktığı yöne baktı. Pelerinli bir kadın ninja onlara doğru hızla yaklaşıyordu.
Shikamaru cebinden kunaisini çıkardı ve Shinoya - işte size bahsettiğim gerçek düşman. dedi. Kadın sağ eliyle omuzuna astığı kılıcını çıkardı aralarında yaklaşık20 m kalmıştı. Naruto kendisine geldi ama hala titriyordu zorlanarak önüne baktı. Yaratıklar onlara saldırmak üzereydi. Shikamaru kage no mage tekniğini uyguladı. -Gölgelerim ile onları durdurabileceğimden bile emin değilim. Shino uçabilen ve yürüyen bütün böceklerini yaratıklara doğru harekete geçirdi. Shikamaru gölgeleri ile üç yaratığı da durdurdu ama yaratıklardan en sağdaki Shikamaru'nun gölgesinden kurtulup onlara doğru koşmaya devam etti. Shino böcekleri ile iyice yaklaşan yaratığın her tarafını sardı. Shikamaru yaratıklardan ortadakini tutmayı bıraktı ona ayırdığı gölge ile soldaki yaratığın gölgesini güçlendirdi. Naruto cebinden kunai çıkarıp ortadaki yaratığın kafasına doğru fırlattı ama kunai yaratığı ıskaladı. Shikamaru hızla arkasına baktı kadın ninja onun gölgesinden sıyrıldı ve birden kayboldu. Ortadaki yaratık Shikamaru'nun üzerine doğru atladı ve Shikamaruya sadece kafası ulaşabildi vücudu ise kafasından ayrılmıştı. Shikamaru'nun gölgeleriyle tuttuğu yaratık ortadan ikiye ayrıldı. Shino'nun yakaladığı yaratık  ise yere düştü böcekler her tarafını kemiriyordu. Naruto pelerinli kadın ninjanın kılıcını omuzuna yerleştirdiğini gördü. Shikamaru kadının yüzüne baktı. Kadının gümüş rengi gözlerini gördü. Kadın yavaşça Naruto'nun yanına geldi. Shino böceklerini geri çağırdı.
Ninja kadın -Benim adım Claire.
Shikamaru -sen ninja mısın?
Clare -hayır değilim, ben bir claymore um.
Shikamaru -Peki neden bizi takip ediyordun?
Claire- birkaç gün önce bu kasabaya yomaların saldırdığını duydum ve buraya geldim sizi çatıdan gördüm yoluma devam etmek için ilerlerken biraz sonra yomaların varlığını hissettim ve geri döndüm, buradan gitmelisiniz. Her an bir yoma ile karşılaşabilirsiniz.
Naruto -yoma nedir?
Clare ayaklarına bulaşan mor sıvıyı işaret ederek  -az önce öldürdüğüm yaratıklara yoma denir.
Shikamaru -biz hokage Tsunade'nin bize verdiği görevi yerine getirmek için buradayız ve burada ne olduğunu araştırmaya geldik.
Naruto - Clare, neler olduğunu anlamamız için bize yardım eder misin?
Clare -tabi, buraya birkaç gün önce yomalar saldırmış. insanlar direnmeye çalışmış ama başaramamışlar.  yomalar canlı olan her şeyi yemiş daha sonra hepsi ortadan kaybolmuş. . Bir de parlayan büyük bir taş var. İşte bütün bildiğim bu. Artık geri dönebilirsiniz.
Naruto- parlayan taş mı? görebilir miyiz?
Clare- Taşı size, onu gördükten sonra köyünüze dönmeniz şartıyla gösteririm.
Naruto-anlaştık.
Shikamaru- Naruto takım lideri benim unuttun mu? Henüz yaratıkların analizini yapamadık ve tehdidin boyutlarını da bilmiyoruz dolayısıyla bir taşa bakıp geri dönemeyiz.
Shino- Shikamaru, başka bir yaratığa daha karşı koyacak çakram kalmadı.
Naruto- Shikamaru benim de çok  çakram kalmadı. Shikamaru -pekala, ben de o sıkıntı verici yaratıklarla karşılaşmak istemiyorum. Eğer taştan incelemek üzere bir parça alıp Konohaya götürürsek sanırım bu görevi tamamlamamız için yeterli olur. Birlikte setin arkasında sağlam kalan tek binaya doğru ilerlerken
Shikamaru- Naruto sana noldu? neden yere düştün?
Naruto - klonlarım ölüyordu ben de sanırım soka girdim.
Shikamaru- Naruto, klonların her zaman ölür, patlar neden şoka giresin ki?
Naruto- bu seferkiler patlamadı ve ölmediler de ama sürekli ölüm acılarını hissediyordum.
Shikamaru - ne yani klonlarını genjutsuya mı aldılar sence?
Naruto -bilmiyorum ama çakramı emdiklerini şimdiye kadar hissedebiliyordum.
Shikamaru - çakranı emiyorlardı demek hmm, simdi klonlarını hissedemiyor musun?
Naruto- Hayır.
Shikamaru - demek ki düşman, senin klonlarını ele geçirip çakranı emmeye, tüketmeye çalışıyordu. Bu da klonlarını gönderdiğimiz yerde yani ışık gelen binada düşmanın olduğunu bize gösterir. Shikamaru  kunaisini çıkardı ve Clare 'e doğrultu- o binaya gitmiyoruz. O kadın bir düşman, o yaratıkları güvenimizi kazanmak için üzerimize yolladı ve şimdi bizi tuzağına doğru çekiyor. 
Shino önce durdu sonra Shikamaru'nun yanına zıpladı ve Clare'e baktı. Naruto Clare'in yanına yaklaştı ve dönüp shikamaruya- o düşman olamaz, hayatımızı kurtardı, yadım etmeseydi çoktan ölmüş olurduk ayrıca güvende olmamızı istediğini söyledi.
Clare- Ben sadece yomaların düşmanıyım, sizin iyiliğinizi istiyorum. Bana güvenebilirsiniz.  
Shikamaru- Naruto haklı olabilirsin ama bu durum düşmanın binanın içinde bizi beklediği gerçeğini değiştirmiyor.
Clare- binanın içinde yoma varlığını algılamıyorum yani bina güvenli.
Naruto- Binanın içinde bizi bekleyen, klonlarımı genjutsuya alarak bana acı çektiren düşmanı haklamak istiyorum.
Shikamaru- peki, naruto binaya gidip tuzağa düşelim ama klonların yerine bu sefer sen genjusuya düşersen napacaksın? Naruto binaya doğru yürürken- o düşmanı haklayacağım ve genjutsuya düşmeyeceğim göreceksin.
Shikamaru -bekle naruto acele etme bari. (mendokse herif.)  Naruto Clare ile birlikte binanın önüne geldi. Binanın kapısı açıktı ve içeri girdiler.
Shino  Shikamaru'ya- Gidiyor muyuz yoksa kalıyor musuz?
Shikamaru- tabiki o salağı koruyacağız. Shino ve Shikamaru Naruto ve Clare'in peşinden binaya girdi.
Bölüm 5
Kısa bir koridor ve birkaç kapalı kapıyı geride bırakarak  binanın merkezine geldiler. Binanın içi sıradan bir şatoyu andırıyordu mobilyalar eskimiş, tozlanmıştı. sağ tarafta kuyruklu bir piyano vardı ve arkasında da bir sandalye. Bina 3 katlıydı katları birbirine bağlayan döner merdivenler vardı üçüncü katın ortasında elleriyle dur işareti yapan iki tane şövalye heykeli vardı heykellerin arasından kızıl ışık sızıyordu.
Clare ışığa işaret ederek -iste taş orada. Birlikte merdivenleri tırmanmaya başladılar ikinci kata geldiklerinde Shikamaru merdiven basamağının kenarında özenle çizilmiş bir şekil fark etti. diğer basamaklara baktı onlarda da aynı şekil vardı. Şekil  avuç içi büyüklüğünde bir çemberin içine çizilmiş sekizgene benziyordu. Kızıl ışıkta bir dalgalanma oldu ve bir anda bütün basamaklar  iç içe girmeye başladı. ikinci katın  birinci katın ve üçüncü katın merdiven basamakları kendiliğinden hareket ediyordu.
Naruto- bu ev perili mi yoksa?
Shikamaru -perili falan değil genjutsuya yakalandık . Binanın zemini hareket ediyordu ve düz zemin sivri kazıklar oluşturacak şekilde biçimleniyordu. üçüncü katın tavanında ise sarkıtlar oluşuyordu ve ikinci katta saklanacak bir yer yoktu. Shino dalgalanan ışığa baktığında bir adamın heykellerin arasında eğildiğini gördü. Shino  parmağıyla işaret ederek -işte orada. Shikamaru Shinonun işaret ettiği yere baktı ve heykelleri gördü. şövalye heykellerinden soldaki kımıldamaya başladı ve yürüyerek üçüncü kattan ikinci katta atladı. Naruto 9 tane klon yaptı klonlardan 4 tanesi demir şövalyeye doğru hareket etti. Geriye kala 5 klondan birisi ile rasengan yaparken 4 tanesi de yukarı kata çıkabilmek için biribirinin üzerine tırmanıyordu. Shino böceklerini saldırttı ama demir şövalyeye etkisi olmadı. Narutonun klonlarının şövalyeye vurduğu kunai darbeleri de hasar veremiyordu şövalye narutonun klonlarından birini elbisesinden yakaladı kolunu tutup kılıcıyla kesti ve klon patladı. Başka bir klonu zemine fırlattı klon dikitlere girdi ve patladı. Naruto'nun klonları ne yaparsa yapsın şövalye onlara doğru hareket etmeye devam ediyordu. Clare kılıcını çekip sövalyeye saldırdı şövalye karşılık verdi. Clare birkaç hamle yaptı ama şövalyeye etkisi olmadı. 
Shikamaru- ee Naruto mutlu musun? işte genjutsuya düştük.
Naruto- eğer içimizdeki çakra akışını tamamen durdurabilirsek o zaman genjutsunun etkisinden kurtuluruz değil mi?
Shino - evet ama  o zaman da ninjutsu kullanamayız ve şu anda üst katta çıkmak bizim tek kurtuluş şansımız. eğer çakranı durdurursan klonların patlar ve rasenganını kullanamazsın. Clare şövalyenin arkasına zıplarken üçüncü kattaki heykelin arakasından gelen anormal bir karartı fark ketti. tekrar şövalye ile naruto,shikamaru ve shinonun arasına girdi şövalyenin yaptığı bir kılıç darbesini geri püskürttü ve  karnına basarak Narutonun klonlarının omuzuna zıpladı oradan da üçüncü kata atladı. Shikamaru -Böyle olacağını biliyordum gördün mü naruto? Naruto elindeki rasengan ile sovalyenin üzerine doğru fırladı. Shikamaru - naruto hayır! Naruto rasenganı şovalyeye geçirmek için hamle yaptı şovalye naruto'nun koluna bir tekme savurdu ve naruto duvara çarptı.  Şövalye Naruto'nun üzerine doğru koştu, kılıcını kaldırdı ve Naruto'nun kafasına doğru indirdi. Naruto kunaisiyle karşıladı ama kunaisi elinden fırladı kılıç Naruto'nun kafasını yarmak üzereyken Shikamaru gölgesiyle şovalyeyi durdurdu ama çok zorlanıyordu. Shikamaru sıktığı dişlerinin arasından zorzar Naruto çabuk kaç diyebildi. Naruto henüz kaçamadan shikamaru gölgesinin kontrolünü kaybetti ve sövalye hamlesine devam edeceğine yere düştü kıpıdamıyordu Shikamaru sövalyeye dikkatle bakıyordu sövalyenin baldırında merdivende gördiği şekile benzer bir şekil olduğunu fark etti bu sefer  daire ve sekizgenin içinde başka daireler içinde daireler üçgenler ve kareler vardı. üst kattan bir inleme sesi geldi. Naruto'nun klonlarının üzerinden tırmanarak üst katta çıktılar ışığın geldiği aralıktan ilerlediler. Naruto Karşılarında bir oda ve içeride Clare ile duvara yaslanmış bir adam vardı. odanın merkezinde alevden bir çember çemberin ortasında kerpiçten bir sütun ve sütunun üzerinde göz kamaştırıcı kızıl ışıklar saçan büyük kırmızı bir taş vardı. Clare adamı köşeye sıkıştırmış ve kılıcını adama doğrulmuştu. Naruto adama baktı adam takım elbiseli ve gözlüklü 30 yaşlarındaydı. Adam elindeki ufak bir tebeşiri duvara sürtüyordu ve duvara dayanmıştı.
Clare- bizi neden öldürmeye çalışıyorsun ve burada ne yapıyorsun? adam psikopatça gülümsemeye ve kesik kesik kahkaha atmaya başladı shikamaru adamın tebeşirle duvara bir şeyler çizmekte olduğunu gördü aklına merdivende ve şövalyenin üzerinde gördüğü şekiller geldi.
Shikamaru -Bu iyi değil Clare adamın elinden tebeşiri al.
Clare - adamın elindeki tebeşiri neden alması gerektiğini anlamak istercesine Shikamaruya baktı. adam arkasını döndü duvara tebeşirle karmaşık bir daire çizmişti ve dairenin son kısmını da tamamladı Clare adama baktı adam sırtını Clare'e dönerek ellerini duvara koydu ve odanın zemini çöktü. Naruto, Shikamaru ve Shino aşağı katta düştüler. Clare düşerken adamın ceketini çekti ceket yırtıldı ve Clare de aşağıya düştü. Adam kolarını ve bacaklarını duvardan içeriye soktu ve duvardan tamamen geçip yan odaya girdi. Kızıl ışık saçan kırmızı taşın durduğu sütun birinci katta da devam ediyordu ve taş şimdi yukarıda kalmıştı.  Shino ayağa kalktı ve adamın peşinden böceklerini yolladı. Naruto eliyle kolunu ovaladı
Shikamaru üzerindeki tozları silkelerken -şekiller, daireler..., o adam şekil çizerek istediği her şeyi kontrol edebiliyor. merdivenlerde ve demir şövalyenin üzerinde benzer şekiller vardı az önce duvara benzeri bi şeyler çizdiğini görünce tüm bunları yapanın o adam olduğuna emin oldum.
Naruto - öyleyse o adamı biran önce yakalamalıyız
Shikamaru- Yoksa yine bir sürü şekil çizecek ve başımıza bela olacak  Shino'nun böcekleri adamın duvarın içinden geçtiği bölgede biraz oyalandı ve sonra 3. kattaki bir pencere aralığından dışarı uçtu.
Shino -adam dışarı çıktı.
Naruto- olamaz.
Shikamaru- Bir dizi duvardan geçmiş olmalı.
Clare - hemen dışarı çıkmalıyız. Naruto zemindeki sivri kazıklara baktı ve yutkundu.
Shikamaru- Naruto orada ne duruyorsun öyle yardım ette şunu aşağıya atalım. Naruto Shino ve Shikamaru'nun yanına gitti onlara Clare de yardım etti. Demir şövalyeyi kaldırarak aşağıya fırlattılar. Şövalye zemindeki kazıkları parçalayarak yuvarlandı ve kırıntılardan bir yol oluşturdu. Clare adamın yırtılan ceketinin ceplerine baktı  ve küçük bir kitapçık birkaç tebeşir parçası bir kağıt ve bir tane kibrit kutusu buldu kitapçığın kapağında yazanları seslice okudu. Ulusal alchemy akademisi simyager birliği  felsefe taşı dönüşüm teknikleri
Clare-herhangi bir fikri olan var mı?
Shikamaru- o adamı yakalarsak bu kitapçığın ne olduğuyla ilgili iyi bir fikrimiz olur.
Naruto - taştan örnek parça almayacak mıyız?
Shikamaru- o işi sonra da yapabiliriz fırsatımız varken şu adamı yakalayalım. Birinci kata atlayıp dışarı çıktılar.

Jutsu Kurgu 2

shadow betrayal

shikamaru için shadow betrayal no-jutsu yu uydurdum türkçesi gölge ihaneti tekniği
anlamı rakibin gölgesinin kendisine ihanet etmesi
bildiğiniz gibi shika gölgeleri kullanabiliyo
eee
günlerden birgün shikamaru bir ağacın dibinde yarı uyur yarı uyanık vaziyette iken kafasına bi tane elma düşer
ve shikamaru tabii ya yaw ben niye daha önceden bu tekniği düşünemedim ki der ve
sahadow betrayal tekniğini geliştirir bu tekniğe göre shika rakibine saldırmak için kendi vücudundan çıkan bir gölgeyi havada karada korkunç yavaşlıktaki bir hızla rakibine yetiştirmeye çalışacağına zaten rakibini ayağının dibinde duran gölgesini kontolu alına alır
ve rakibine saldırtır
gölge sahibine ihanet edip ona saldırırken shika nın tekniği kesmesi hariç asla sahibinden uzaklaştırılamaz
ve sahibine neresinden değiyorsa oradan bağlanır genellde ayalkarı ayaklarına bitişik olur ama mesela rakip sırt üstü yatıyosa gölgesine sırtından bitişik olur. bu teknik sadece zifiri karanlıkta ve çok yükseklerde uygulanamaz
mesela sai 300m den havadan uçarken shika bu tekniği uygulayamaz (e okadar da değil artık Dil Çıkartıyor) bide zifiri karanlıkta gölge belli olamayacağından...
ama shika bu kesin yanında her ihtimale karşı bi çakmak taşır
ihanet eden gölge ne yapar? ne yapamaz ki?
sadece diyelim ki sahip ve gölgesi mücadele ediyolar gölgenin gücü ilk andaki sahibin gücüne eşittir mesela 4 saat sonra sahibin gücü azalıcak ama gölgenin gücü aynı kalır. ama o kadar uzun sürmez heralde ne biyim kakuzu gibi bi herif olursa işte...

jutsu kurgu

uçan şemsiyeler tekniği

uçan şemsiyeler tekniği

bu teknik sıradışı şemsiyelerin havada ve karada hem saldırı hem de savunma amaçlı olarak kullanılmasını sağlar
ninja sırtında neredeyse kendi boyu kadar büyük 1 şemsiye taşır bu onun esas şemsiyesi olup çok güçlü bir kalkan işlevi görür.
ninja ana şemsiyesini açar ve etraftaki nesneleri (çalı, çırpı, taş, toprak vs) bu şemsiyenin üzerine yerleştirir
daha sonra çakrasını kullanarak şemsiyesinin içindeki nesneleri enerjiye dönüştürür. ve ninjanın kullanımına hazır olur
kullanımı:
ninja elini sırtındaki şemsiyesine götürerek içinden saf çakra topları çıkarır bunları yere veya havaya fırlatabilir fırlatıldıktan sonra ninja istediği zaman bunları gerçek şemsiyelere dönüştürebilir. bu şemsiyeler kullanılan çakra topunun büyüklüğüne bağlı olarak kapalı haldeyken herbiri birer sivri ve sert mızrak şeklindedir.
ninja çakra toplarını yer altında da kontol edebilir ve onları istediği yere götürebilir.
bir çakra topu mızrak-şemsiye formuna dönüşürse bidaha geri haline, çakraya dönüştürülemez.
bu teknik havada uçamayan düşmanlar için ölümcüldür. yukarı zıplasalar dahi geri yere düşeceklerinden yeterli kalkanı ve hızı olmayan hiç kimse bu teknikten kaçamaz.
ninjanın yer altında çakra formunda olarak hareket ettirdiği çakra toplarını yer üstüne çıkar çıkmaz mızrak-şemsiye formuna dönüştürmesi gerekir aksi halde rakibe sadece basit bir çakra hasarı verebilir.
ortalama bir saldırıda
ninja yer altına gizlediği çakra toplarıyla saldırsın
mesela yerden 50 tane mızrak-şemsiye mızrak formunda fırlatmış ve bunlardan 45 i düşmanı ıskalamış olsun
bu 45 mızrağı havada en yüksekte açarak şemsiye formuna dönüştürebilir ve havada asılı tutarak düşmanın en zayıf konumunu ve anı bekleyebilir.
ninja bu mızrak-şemsiyeleri havada açıp kapatılarak istediği yöne sevkedebilir.
öte yandan ninja bu mızrak-şemsiyelerini düşmanın nijutsu, taijutsu türü saldırılarına karşı bariyer ve kalkan olarakta kullanabilir.
böylece yer altını ve havayı da kapsayan uzaktan kontrol edilebilir, hem saldırı hem de koruma sağlayan bir jutsu icat etmiş oldum Dil Çıkartıyor

Anime karakterleri ile hikaye serisi Bölüm 3


Bölüm 3

yaratığın vücudu gittikçe çöküyor yere morumsu bir sıvı yayılıyordu.
shikamaru - hey naruto sence bu yaratık bizim gerçek düşmanımız mıydı?
Naruto, taşların arasından sızarak toprağa karışan morumsu sıvıya bakarken - ne demek istiyorsun yani? Neredeyse seni öldürüyordu o.
shikamaru - biliyorum ama eğer gerçek düşmanımız onu, bizim tekniklerimizi öğrenmek için kullanmışsa ve bizi tüm bu süre boyunca gözetlemişse bizden bir adım öne geçmiş demektir
naruto - gerçek düşman mı ne yani az önceki gerçek düşmanımız değil miydi?
shino- ben, bizden ve o yaratıktan başka kimsenin varlığını farkettmedim.
shikamaru- o yaratık sanki kaçıyor gibiydi ve tek kolla 20 metrelik duvarı parçalayacak kadar güçlü değildi.
shino- daha önce duvarı parçalayanın bu yaratık olduğunu söylemiştin.
shihamaru- evet ama eğer duvarı parçalayan o olsaydı gölgemden kurtulabilirdi neyse ki o kadar güçlü değilmiş
naruto- ama neyden kaçıyo gibiydi?
shikamaru- belki de kolunu koparan düşmanından kaçıyordu. önce bu settin arkasındaki ateş ışığının geldiği yeri araştıralım
dikkatli olun
naruto -hah
böylece duvarın parçalanan kısmından içeri girerler
naruto yıkılmış binalara doğru bakarken- ahhh buraya nolmuş böyle
shikamaru- evet, sanki savaş çıkmış gibi. (belki de kendileri yıkmışlardır). döküntülerin arasından ışığın geldiği tarafa doğru yürürken shikamaru ateş ışığının yıkılmamış bir bina içinden geldiğini gördüğünde. -naruto o binaya önce klonlarını göndermeni istiyorum biz de o binanın çevresinde bir tur atalım.
naruto 3 klon yaptı. klonları farklı yönlerden binaya doğru ilerlemekteydiler.
bir turu neredeyse tamamlamışlardı hiç bir canlı izi yoktu.
naruto ve shikamaru yan yana yürürken shino birden arkasına dönüp baktı ve geride bıraktıkları bir binanın yıkık duvarları arasından hızla geçen bir şey gördü.
shino koluyla işaret ederek -orada biri var.
shikamaru (demek çıktın ortaya) - yakalayalım onu, dikkatli olun. -başkaları da olabilir.
naruto shino ve shikamaru, shinonun gösterdiği yöne doğru koşarken naruto- heyy oradaki çık ortaya diye bağırdı. çık ortaya diye yankılandı sesi.
shikamaru narutoya bakarak- sağol naruto, artık etrafta ne kadar düşman varsa hepsinin yerimizi bildiklerinden emin olabiliriz.
o duvarın yanına yaklaştıklarda yavaşlayarak savunma pozisyonlarına geçtiler
naruto rasengan yapmak için 1 klon, shino da böceklerini çıkardı sanki aniden bir yaratığın saldırısına uğrayacakmış gibi bir hisle naruto rasengan yapmaya başladı. Duvarın arka tarafına geçtiler ama orada kimse yoktu.
shino- buradan geçerken gördüğüme eminim.
naruto- ama burada kimse yok. klonunu patlattı.
shikamaru- bekle
naruto- he?
shikamaru- rasenganını hazırda tut.
naruto- bana emir vermeyi kes artık.
shikamaru- sorun çıkarma da dediğimi yap.
shino 30 m kadar önlerindeki binanın çatısında bir ninja gördü
ve shikamaruya işaret ederek- işte şu binanın çatısında.
ninja binanın içine atladı.
naruto- oradan kaçmasına izin vermeyelim.
shikamaru - eğer o bizim düşmanımız ise onun istediği yere gitmek pek akıllıca olmaz. Bu yüzden araştırmamız gereken ışıklı binaya geri dönüyoruz.
naruto ninjanın olduğu binaya doğru koşmaya başladı- ben onun peşini bırakmayacağım.
shikamaru- naruto hayır! (mendokse herif. çı!)
naruto 5-6 adım atmıştı ki birden yere düştü. shino ve shikamaru onun yanına doğru koşmaya başladılar naruto 2 eliyle kafasını tutup yerde debeleniyordu.
shino- genjutsu mu?
shikamaru etrafına baktı ama kimseyi göremedi.- muhtemelen öyledir. naruto yede çırpınmaya devam ediyordu.
shikamaru arkasına baktı her yer sakin görünüyordu.
shikamaru- narutoyu kaldırmama yardım et.
shino narutonun bacağından tutmak üzereyken
shikamaru o binanın olduğu yöne bir daha baktı - işte geliyorlar! naruto, krize girmek için bundan daha iyi bir zaman bulamazdın. Lanet olsun hem de 3 tane birden!
Yaratıklar onlara doğru hızla koşuyordu.
shikamaru bağırarak- naruto kendine gel.

Anime karakterleri ile hikaye serisi Bölüm 2

Bölüm 2

tek kollu bir yaratık çıktı
shikamaru aldığı darbenin etkisiyle yere düştü naruto sol baldırına aldığı tekmenin etkisiyle yuvarlandı kafasını çevirdi shikamaruya baktı, yaratık yerdeki shikamaruya doğru saldırıya geçti. shino kollarından uçan böcekler çıkarmaya başladı böcekler shikamaru ve yaratığın arasına doğru yol alırken shikamaru sol eliyle karnını tutuyordu, yaratığa baktı ve -yanlış hedef seçtin dedi. Ellerini birleştirdi çakra mühürlerini yaptı- kage no mage. ayaklarından çıkan gölgesi yaratığa doğru ilerlerken yaratık sağ kolunu kaldırdı
pençeleşmiş parmaklarını shikamarunun boynuna doğru savurdu shikamaru yaratığın pençesi kendisine yetişemeden onu gölgesiyle durdurdu. shikamaru
(demek gölgemi fark edemeyecek kadar zekisin bu işimizi kolaylaştıracak) şhinonun böcekleri yaratığın üzerine kondu. shino yaratığın çakra analizine başladı- bu çakra ...
naruto ayağa kalktı tekme yediği baldırını ovalayarak
-o kadar sert vurmana gerek yoktu ama sağol shikamaru.
shikamaru-sana noldu öyle? naruto- bilmiyorum. shikamaru yerden kalktı sağ elini giysisinin göğsünün ortasına diktirdiği özel
cebe soktu aynı hareketleri yaratık da yaptı ama üzerinde hiç elbise yoktu
shikaru cebinden 1 tane kunai çıkardı yaratık da aynını yaptı ama kunaisi yoktu
pençesine shinonun böcekleri ilişti
shikamaru- kage no mage bitmeden 4dk 13 saniyemiz var bu yaratığın bize neden saldırdığını bilmiyorum ama 20 metrelik duvarı parçalayabilecek kadar güçlü olduğuna göre gücünün kaynağını bulmalıyız.
naruto- bırak rasenganla işini hemen bitireyim.
shikamaru- hayır onu öldürmeden önce şhino çakra analizini bitirsin. shino?
shino- emin değilim. çakrası yok gibi yada böceklerimin algılayamadığı bir çakra türü. shikamaru zorlanmaya başladı yaratık hareket etmeye çalışıyordu
shikamaru(bu iyi değil eğer bundan birkaç tane daha gelirse hiç iyi olmaz )- öyleyse buraya başka bir yaratık gelmeden bitirelim bunun işini.
naruto- kagebunşin no jutsu 3 tane klon yaptı
shino uçan böceklerinden bir kısmını etrafı keşfe gönderdi. ve paçalarından yiyici böcekleri çıkartmaya başladı. böcekler yaratığa doğru ilerliyordu
shikamaru elindeki kunai ile yaratığın boynunu hedef aldı
( sol kolu yok ama yara izi de yok. kendiliğinden iyileşmiş olabilir mi? eğer boynuna atacağım kunai ile ölmezse kaçmanın bir yolunu bulmalıyız) ve kunaiyi yaratığın boynuna fırlattı yaratıkta aynı anda pençesine geçmiş birkaç böceği shikamaruya fırlattı. kunai yaratığın boynunu deldi geçti. yaratığın boynundan kanlar fışkırdı
shikamaru yaratığın debelenme gücündeki düşüşü hissedince gölgesini yaratıktan ayırdı. shinonun böcekleri yaratığı her yerinden deliyor onu yiyordu. Yaratık yere yığıldı naruto iki klonunu patlattı. shino - yiyici böceklerim hiç çakra kazanmıyor. shikamaru -belki de hiç çakrası yoktur (şehrin ortasındaki duvarı parçalayan bu yaratık mıydı? yoksa başkaları da var mı?)

Anime karakterleri ile hikaye serisi Bölüm 1

Bölüm 1

günlerden birgün naruto shino ve shikamaru konohadan çöl ülkesine doğru a seviye bir görevi yerine getirmek için yola çıkarlar bir anbunun raporuna göre çöl ülkesi ve konoha arasında kalan bir kasabada bir hafta önce daha önce hic rastlanılmamış yaratıklar kasabadaki insanlara saldırmış ve yaşayan tek bir canlı bile bırakmamış bunun üzerine hokage tsunade tehdidi araştırmak, bahsedilen yaratıkları bulmak ve analiz etmek için naruto shikamaru ve shinoyu gönderdi. takım kaptanı olarakta shikamaruyu seçti tabi naruto hemen itiraz edip niye ben hiç kaptan olmadım niye o derken shika -hey naruto unuttun mu sen daha geninsin. naruto- biliyorum hıh. tsunade -shikamaru taktik geliştime ve düşmanı analiz etmede ikinizden de daha iyi bu yüzden onu seçtim der ve yumruğunu kaldırım narutoya uzatarak yoksa bir itirazın mı var? naruto- yok tabi tsunade obaaca- tsunade tam narutoya geçirecekken 3 de odadan fıyarlar. yol üzerinde ağaç dallarında zıp zıp uçarken -durun böceklerim sıradışı bir çakra hisseti der shino 3 de durunca shikamaru - o çakranın hangi yönden geldiğini söyleyebilir misin? shino -emin değilim böceklerim akıllarını kaybettiler ama, eliyle gittikleri yolun sağ tarafını işaret ederek bu tarafta daha yoğun bir dalgalanma var. naruto- hey niye bekliyoruz ki en iyisi o tarafa gidip ne olduğuna bakalım. shikamaru ( düşman bizi bulmadan biz onları bulmalıyız bunun için en iyi yol shinonun böcekleriyle araştırma yapması ama shinonun böcekleri etkisiz hale geldiğine göre bu durunda)diye düşünür. shikamaru- tamam öncelikle görevimize devam edip yol boyunca harap edilen kasabaya doğru ilerlicez bu arada naruto senden 11 tane klon yapıp bölgeyi olabildiğince geniş saracak şekilde kuşatmanı istiyorum der. shikamaru (böylece hem görevimize devam eder hem de bu garip çakranın kaynağını araştırabiliriz aynı anda düşman hakkında bilgi edinebiliriz zaten narutonun çakrası bol)diye düşünür. yola devam ederler ağaçların arasından ileride dumanların yükseldiği yıkılmış kasabayı görürler. Ormandan çıkıp ormanın çevrelediği tarla ve bahçelerle dolu kasabaya girerler kasaba çok sessizdi (bu normal ama niye hayvanlar yok?)diye merak eder. shikamaru (en azından insanların leşlerini yiyen akbabalar olmlaydı diye düşünürken) kasabada akbaba veya diğer hayvanların yiyebileceği ölü insanların cesetlerinin olmadığını fark ederler dahası sadece insanlar değil tarlalar talan edilmiş, meyveli ağaçlarda bir tek meyve bile kalmamıştı. shika- geceyi geçirmek için ormana dönüp kamp kurcaz ama önce akşama kadar buradaki araştırmalarımıza devam edelim. aslında araştırılacak pek bişey yoktu her yer yıkık dökük ve bomboş sadece ileride duman çıkan ve alevlerin yansımasının göründüğü bir bölge vardı ama önlerinde taşlardan yapılmış yaklaşık 20m yüksekliğinde bir set vardı ateşin ışığı o setin arkasından geliyordu işin garip tarafı bu set kasabanın tam merkezinden geçiyor ve hiç umulmadık birşekilde yolların tam ortasında yolu kesiyordu bazı yerlerde binalarla bitişiyordu. naruto bir anda diz üstü yere çöktü gözleri faltaşı gibi açılmıştı. shikamaru narutoya dayjobu (iyi misin?) diye sordu ama narutodan gelen tek cevap yüksek sesle bir kıss so haykırışı oldu. shikamaru narutonun yanına doğru yürüyordu. (narutoya nolmuştu yoksa patlayan klonlarından haber mi almıştı?) shino-şimatta. set ortasından patladı ve narutonun kafasına doğru bir büyük bir kaya parçası isabet edecekken shikamaru tekmesile narutoyu ileri fırlattı ama kaya karnına isabet etti ve bir anda karşılarına...

Vs ler

naruto vs hinata

büyükçe bir binanın damında hinatanın kızgın suratına bakmakta olan naruto, yüzüne hinatayı aşağılar bir gülümseme takınmıştır hinata önce kısık sesle 2 defa kendi kendine seni asla affetmicem naruto-kun diyip 3. sünü narutonun suratına haykırarak 1 çırpıda söyledinaruto hinataya yaklaştı ve-hey hinata sana 1 dk veriyorum bu süre içinde bana istediğin jutsuyu uygula, beni asla yenemezsin.der demez hinata byakugan diyerek byakuganını açdı.naruto taju kagebunşin no-jutsu dedi ve hinatanın etrafını yaklaşık yüz kadar naruto klonu sardıhinatanın bu kadar çok klonla sadece taijutsu kullanarak başa çıkması imkansızdı ve özel yeteneğini kullanmaya karar verdi kollarını iki yana açtı ve avuç içlerine çakrasını biriktirmeye başladısölediği gibi narutonun klonları hiçbir şey yapmıyordu öylece durup hinataya sinir bozucu bir gülümsemeyle bakıyorlardıhinata affetmicem dedi avuçlarında biriktirdiği çakradan ışın kılılarına benzeyen yaklaşık 50m kadar uzağa uzanan çakra kılıçlarını oluşturdu bu sırada hinatanın yüzünden gözyaşları süzülüyordu.hinatanın ışın kılıcının değdiği klon balon gibi patloyordu hinata kendi ekseni etrafına 1 tur döndüdönerken ışın kılıçlarıyla değdiği bütün klonları patlatıyordu ama patlatığı klonun yanındaki klon kağebunşin yapıp kendini çoğaltıyorduhinata kendi etrafına 3 tur daha dönü ama sanki hiçbir şey olmamış gibi sağ kalan naruto klonları kendilerini çoğaltıyolardıbunun bir faydası yoktuklonardan biri hinataya doğu bir adım yaklaştı ve şimdi benim sıram diye bağırdıbir anda hinatanın vücudunu mavimsi beyaz bir ışık kapladıkendisini çevreleyen klonların hepsi aynı anda rasengan yapmıştı dövüşemezdi ama kaçabilir miydi? ışın kılıçlarını bidaha oluşturdu içlerinden biri faydası yok diye bağırdı ve hinataya doğru rasenganıyla beraber koşmaya başladı diğerleri de onun arkasından hinataya doğru koşmaya başladı hinatanın çevresindeki çember gittikçe daralıyordu ışın kılıçlarını durduğu binanın zenininde odakladı kendi etrafında dönecek binanın alt katına düşecek ve kaçacaktıkendi etrafında 1 tur döndü ve durduğu zeminle beraber alt kata düşüyordu ki klonlardan biri hinatayı kolundan yakaladı hinata sonn no dedi(olamaz)aşağıya baktı kurtulmaya çalıştı ama bu sırada diğer klonlarda hinatayı kolundan tutdu.bir anda alt odaya naruto klonları dolduhinata şimatta (yandım bittim gibi bi ünlem) dedi ve aşağı kattaki klonlar rasengan yaptılar ellerini yukarıya kaldırıp hinatanın düşmesinini bekliyorlardı hinatayı tutan klon hinataya-aşağı kata inmek istiyordun di mi? peki ozaman dedive diğer klonlarda hinatanın kolunu bıraktılar hinata rasenganlerın üzerine düşerken tüm gücüyle kıs sso(kahretsin) diye bağırdı ve uyandı karsısında naruto duruyodu ve hinatanın yüzüne bakıyodu hinata düşünmeksizin hakke tekniğini uyguladı ve narutonun çakra kanallarını tıkadı naruto bir ağaca çarptı ve çarptığı yerde yere oturdu bu sırada hinata var gücüyle narutodan uzaklaşmak için koşuyor ve uzaklaşıyordu naruto uyuşmuş bedenine ve etrafına bakınırken- hey nesi var bu kızın böyle? diye sordu.

kam-rin-taos-nera

kam-rin-taos-nera Bölüm 1
Reksar- hadi uyan fazla vaktimiz yok
Ela yerde sırtüstü uzanıyordu. Yavaşça gözlerini açtı ve eliyle başını tuttu. 
Ela- neredeyim ben? 
Reksar- Biz de sana tam da bu soruyu soracaktık :) 
Ela- he?
Lilade- Kızla dalga geçme Reksar
Reksar- Dalga geçmiyorum sadece şansımı denemek istedim.
Ela ayağa kalkmaya çalıştı ama başaramadı
Ugreh- Hiçbir şey hatırlamıyorsun değil mi?
Ela- Evet
Ugreh sağ yumruğunu sıktı.
Fernis- Kaç dakikamız kaldı?
Reksar- yaklaşık 3 dakika.
Lilade Ela'nın yanına gitti ve eğilerek elini uzattı Ela da elini uzattı.  Lilade Ela'nın elinden tutup kalkmasına yardım ederken
Lilade- Merhaba benim adım Lilade sen de kendine bir isim bulmalısın ama şimdi bunu düşünme çünkü biran önce buradan gitmemiz gerek. gücünü toplamalısın.
Fernis- ben sağ üst köşedekileri halledicem Reksar sen de sol üst köşedekilerin icabına bak. Fernis Ela'ya bakarak -Lilade ufaklığa yardım ederken Ugreh ikisini korur. 
Lilade- başlamak üzere değil mi? 
Fernis- hah  
Ela - Lilade, başlamak üzere olan nedir?
Lilade- anlatmak için vaktim yok. Sen sadece ben söylediğimde benimle birlikte ileri doğru hızla koşmaya başla ve ben her ne yaparsam benim yaptıklarımı yapabildiğince taklit etmeye çalış. 
Ela- tamam.
Reksar- ah Lilade  her zamanki gibi çok yardım seversin sence de öyle değil mi Fernis? 
Fernis düzeneğe konsantre olmuştu.
Fernis- hazır ol Reksar
Ela etrafına bakındı. dikdörtgenimsi büyük bir binanın içinde havada asılı duran kutular, kutuların içinde gerilmiş yaylarla duran çubuklar çubukların fırlamasını engelleyen ve aynı zamanda kutuları çevreleyen gümüş saydam küreler ve kürelerin üzerinde titreşen elektrik akımları görüyordu. bir anda Reksar sağ duvara Fernis de sol duvara ve oradan da zıt köşedeki kürelere doğru zıpladılar. her köşede üç tane kutu vardı ve kutuları çevreleyen gümüş bir küre vardı. kürelerden yüksek gerilimli elektrik akımı geçiyordu küreler açılmaya başladı.
Ugreh iki elini ileri doğru uzattı ve ileri doğru koşmaya başladı arkasından Lilade hareketlendi. 
Lilade- hadi koş!
Fernis havadayken kollarını iki yana doğru açtı ve birden sırtından kollarına kadar büyük bembeyaz kanatlar çıktı kanat çırparak yükselmeye devam etti. 
Ela Fernis'in kanatlarına hayranlıkla baktı ve wow dedi.
Reksar sağ duvardan sol köşedeki gümüş kürenin önüne kadar zıpladı kürenin önünden geçerken kürenin açıklığından içine baktı kutuları gördü ve yüksek sesle 3 tane diye bağırdı.
Fernis- bu iyi haber. 
Reksar hayretle Fernis'e baktı ve
Reksar- dalga geçiyor olmalısın.
ön ve arka taraftaki duvarların alt kısmı patladı ve her iki açıklıktan içeri doğru yaklaşık ikişer metrelik demir biçerdöverler hızla hareket etmeye başladı. Ugreh'in attığı her adımda yer titriyordu ve Ugreh'in ellerinin önünde yarım küre şeklinde mor ışık saçan bir kalkan oluştu. Ugreh'in arkasından Lilade ve onun peşinden de Ela koşuyordu. Sağ ve sol duvarların en alt kısımlarından yaklaşık 3metre uzunluğunda ve bir metre yüksekliğindeki taş bloklar fırladı Lilade zıpladı hemen ardından Ela da zıpladı ve taş blokların çarpmasından kurtuldular Ugreh ise oldukça ilerlemişti koştukları zeminin sağ ve sol tarafından taş blokların fırladıkları açıklıktan içeri doğru sular fışkırmaya başladı. Ugreh'in  kalkanı önlerindeki biçerdövere çarptı. Demir biçerdöver kalkana çarpınca yamuldu ve geldiği yöne doğru savruldu. zeminden fışkıran sular Ugreh, Lilade ve Ela'nın ayaklarını ıslatmaya başladı. Fernis sağ gümüş kürenin önüne geldiğinde kürenin içindeki kutulardan yaklaşık yarım metrelik üç tane demir çubuk fırladı ve Fernis'in kanatlarına saplandı. Aynı anda soldaki kürenin içinden de 3 tane çubuk fırladı Reksar çubuklardan ikisini elleriyle havada yakaladı ama üçüncüyü  kaçırdı. Fernis'in kanatlarından kanlar akmaya başladı. Ela kafasını kaldırıp bir anlığına Fernis'e baktı ve üzülerek olamaz dedi.  Ugreh önlerinde duran duvarda biçerdöverin açtığı açıklıktan içeri girdi ve gözden kayboldu. Reksar duvardan zıplayarak kaçırdığı çubuğun peşinden gitti. Çubuk arka duvarın sağlam kısmına çarpıp geri sekti ve ıslak zemine düşmek üzereyken Reksar çubuğu sağ eliyle yakaladı ve sırt üstü ıslak zemine düştü çubukları tuttuğu kolunu suya temas etmeyecek şekilde muhafaza etmeyi başarmıştı. Diğer eliyle alnını sildi. Hızla nefes alıp veriyordu.
Reksar- ah, bu seferki çok yakındı. 
Reksar uzandığı yerden kafasını kaldırdı ve Fernis'in düşmekte olduğunu gördü.
Reksar- olamaz.
Reksar doğruldu ve Fernis'i düşmeden yakalamak için koşmaya başladı. Lilade ve Ela, Ugreh'in kaybolduğu açıklığa iyice yaklaştı.  Arkadaki biçerdöver odanın ortasındaki taşbloklara çarpıp durdu. 
Lilade - Ela sen önden git ben Fernis'e yardım edip geleceğim. 
Ela  bir an tereddüt etti ve Lilade'nin dediği gibi  açıklığa girdi ve gözden kayboldu.
Lilade- Fernis dayan! 
Fernis suya düşmemek için kanat da çırpamıyordu çünkü eğer kanat çırpacak olsa kanatlarındaki çubuklar suya düşebilir ve aldığı yaralar açılabilir veya kanatları tamamen yırtılabilirdi. 
Fernis- Reksar çabuk ol!
Reksar tüm gücüyle koşuyordu aralarında yaklaşık 5 metre kalmıştı
Reksar dişlerini sıkarak kısık sesle -ahh keşke biraz daha yüksekte olsaydın.
diğer taraftan Lilade de Fernis'i yakalamak için koşuyordu  ama çok uzaktaydı.
Fernis sağ eliyle sol kanadına saplanan bir çubuğu çıkarmak için hamle yaptı sağ kanadındaki demir çubuklardan birisi kaydı ve aşağıya düştü. Demir çubuk tam Fernis'in ayak hizasındayken
 Fernis- Lilade yakala!
Fernis çubuğa havada tekme attı ve çubuğu Lilade ye doğru fırlattı. 
Reksar biçerdöverin ön kısmındaki demire bastı ve fişek gibi Fernis'e doğru zıpladı. Fernis sol ve sağ kanatlarındaki çubukları elleriyle çıkardı. 
Lilade Fernis'in attığı çubuğu zarzor yakalayabildi. 
Reksar Fernis'i suya düşmeden yakaladı ve onu omuzuna alarak çıkışa doğru yürümeye başladı. 
Fernis - Hey Reksar  neremden tuttuğuna dikkat et.
Reksar soluk soluğa kaldığı için cevap veremedi.
Lilade - kıkırdadı 
Fernis Lilade'nin kıkırdayışnı gördü ve Lilade'ye bakarak
Fernis - hiç komik değil. 
Lilade, Reksar ve Fernis aynı açıklıktan çıktılar ve gözden kayboldular.